Mezuna Kalmak

Elif Miray Yılmaz
3 min readMar 5, 2021

--

Türkiye’de Z kuşağının oldukça hâkim olduğu, ama diğer kuşaklar için bir tabu olan yeni bir kavram var günümüzde: Mezuna kalmak.

Artık lise son sınıf öğrencileri üniversite sınavı için birkaç kere şanslarını deniyor. Bu, Z kuşağı içinde oldukça normal ve yaygın bir durum olsa da aileler ve akrabalar için o kadar normal değil. Maalesef sahip oldukları görüşler mezuna kalan bir öğrencinin başarısız olduğu yönünde. Birçoğunuz duymuştur, anneanneniz bir başkasının torununu anlatırken “Kazanamamış, bir daha deneyecekmiş.” Diye bahseder. Bu doğru olabilir fakat yanlış olma ihtimali de hayli fazla. Nerden biliyorsun derseniz de, kendimden biliyorum.

Lise son sınıf çok yoğun geçmişti benim için, son aylarda çok bunalmıştım. Klasik bir fen lisesi öğrencisinin çevresindeki gibi öğretmenlerim ve ailem tarafından Tıp okumazsam işsiz kalacağım defalarca vurgulandığı için büyük bir baskı altındaydım.

Sonuç ekranına bakarken sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü gibi hatırlıyorum, ne kadar gereksiz bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Yüzbinlerce kişinin girdiği sınavda sayısaldan 32 bin sıralama yapmıştım ama tüm hayallerim -ya da bana hayal olarak lanse edilenler- çöpe gitmişti. Panik halinde arkadaşlarımla konuştum, çok iyi yapan da vardı benim gibi hayal kırıklığı yaşayan da. Biraz sakinleştikten sonra babam yanıma geldi, moral konuşması yaptıktan sonra ne yapmayı planladığımı sordu. “Eğer istersen seni eczacılığa göndereyim kızım, ama sen istiyor musun gitmek “ dedi. “Mezun” dedim beklemeden. Babamın bahsettiği ilk seçeneğin eczacılık olması yine iş varsa ancak sağlık sektöründe vardır takıntısından😊

Ben mezuna kaldım kalmasına ama, gel de bunu yazın köye, akrabanın yanına gidince bir de onlara anlat. Anlatamıyorsun tabii. Barajı geçememiş muamelesi görüyorsun, sinir bozuyor o da.

Mezun senem çok verimli geçti. Daha düzgün bir çalışma programı, konulara hâkim olmanın verdiği özgüvenle güzel bir sene geçirdim. Tabii hala Tıp, olmazsa Diş Hekimliği diyorum. Sınava kadar her şey çok güzeldi. Sınav günü ise…

Sabah yataktan bunun başarmak için son şansım olduğu düşüncesiyle uyandım. Bu sefer olmak zorunda, başarmalıyım diyerek girdim sınav salonuna. Yine strese soktum kendimi.

Yaklaşık 1 ay sonra bir gece yatağa yatmadan son bir kez ÖSYM sitesini kontrol etmeye karar verdim. 1 gün vardı daha açıklanmasına halbuki. O an sonuca bakarken gerçek olduğuna inanmak istemedim, çünkü geçen seneyle aynı sıralamamdı yaklaşık olarak. Hiçbir haber sitesinde de açıklandı yazmıyordu daha. En yakın arkadaşıma söylediğimde ilk önce inanmadı, sonra telefonda sabaha kadar ağladık. Nerden bilebilirdik ki sonradan okuduğumuz bölüme aşık olacağımızı(Evet, aynı bölümü okuyoruz.).

En azından mezuna kaldım, şansımı 2. Kez denedim ve olmadı diyerek tercih dönemine girdim. Gerçekten de mutluyum mezuna kaldığım için. Kalmasaydım aklımda hep bir soru işareti kalacaktı.

Tercih döneminde çok sıkı bir araştırmaya girdim. Eczacılık istemiyordum asla, o yüzden mühendislik bölümlerine yöneldim. Tüm lise dönemimi de asla mühendislik yazmam diyerek geçirmiştim bu arada, büyük konuşmamak gerekiyormuş. 5 tercihimin hepsi mühendislikti. Üniversiteleri ve bölümleri araştırırken o kadar heyecanlandım ki, anlatılanlar beni meraklandırdı; daha da içine çekildim.

Tercih sonucum Endüstri Mühendisliği geldi. Şimdi düşünüyorum da, tekrar sınava hazırlanıp Tıp sıralaması yapsam bile yine Endüstri Mühendisliğine giderim. O kadar mutluyum ki bu bölümde olduğum için. Keşke 12. Sınıfta da bu bölümün güzelliklerini bilseydim, belki mezuna kalmadan direkt bu bölümü seçerdim.

Kafamda soru işaretleri kalmadığı, ait olduğum bölümde olduğum, eczacılık yazmadığım için çok mutluyum. Dışarıdan gelecek tavsiyelerden önce kendinizi keşfedin arkadaşlar. Ait olduğunuz bölüm şu an aklınızda bile olmayabilir😊

--

--